İnsan Hakları İhlali Halinde Yapılabilecekler

İşkence Yasağı:

İşkence, bir kimseye karşı, kendisinden itiraf almak veya üçüncü kişi hakkında bilgi edinmek, kendisinin veya üçüncü kişinin yaptığı veya yaptığından kuşkulanılan bir eylem nedeniyle cezalandırmak veya kendisini veya üçüncü kişiyi korkutmak veya zorlamak amacıyla veya ayrımcılığa dayanan herhangi bir sebeple, bir kamu görevlisi veya resmî sıfatla hareket eden bir başka kişi tarafından veya bu görevlinin veya kişinin teşviki veya rızası veya muvafakatiyle işlenen ve işlendiği kimseye fiziksel veya ruhsal olarak ağır acı veya ıstırap veren herhangi bir edimdir.

Türk Ceza Kanunu’nun işkence suçunu düzenleyen 94. maddesine göre "Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Suçun;

  1. Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
  2. Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,
  3. İşlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
  4. Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
  5. Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır
  6. Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.

Bu çerçevede Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve diğer mevzuat çerçevesinde işkence yasağının ihlali halinde yargı makamları ve ulusal önleme mekanizması olan Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun yanında aşağıdaki mercilere de başvurulabilir.

Türkiye İnsan Hakları Kurumu

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu

İçişleri Bakanlığına Başvuru

Emniyet Genel Müdürlüğü  (İlgili Telefon Numarası:155)

Jandarma Genel Komutanlığı İnsan Hakları İhlallerini İnceleme ve Değerlendirme Merkezi (JİHİDEM)

İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları

 

İdarenin Hukuki Sorumluluğu

Anayasa’nın 125. maddesine göre;

"İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." ve "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür".

Anayasa’da yargı dışı bırakılanlar dışında, idarenin eylem ve işlemlerine karşı yargı yoluna gidilmesi ve mahkemeler aracılığıyla gerek bu işlemlerin iptalini, gerek ise bu ihlallerden kaynaklı zararların tazminini sağlamak mümkündür.

İdareden kaynaklı bir hak ihlaline karşı yargı organları ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu dışında aşağıdaki merilere de başvurulabilir.

 

Adil yargılama hakkı

Adil yargılama hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6., Anayasamızın 36, 37, 38 maddelerinde düzenlenmiştir. Anayasa’nın 36. maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" denilmiş, 37 ve 38. maddelerle birlikte bu hakkın temel unsurları düzenlenmiştir. Adil yargılanma hakkına ilişkin 36. madde; cezaların yasallığı ve cezaların şahsiliği ilkesi (AY md.38); suçsuzluk karinesi (AY md. 38); kendi ve yakınları aleyhine beyanda bulunmama ve delil göstermekten kaçınma hakkı (AY md. 38); vatandaşın suç nedeniyle başka ülkeye verilmesi yasağı (AY md.38); mahkemelerin bağımsızlığı ve kuruluşu (AY md. 9, 139 ve 142); yargıçlık ve savcılık güvencesi (AY md. 140) ve duruşmaların aleni olması, mahkeme kararlarının gerekçeli olması kuralı (AY md. 141) ile tamamlanmıştır.

Diğer yandan AİHS’nin 6. maddesinde adil yargılanma hakkı şu şekilde düzenlenmiştir:

  1. Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir. Hüküm açık oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde, veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar dava süresince tamamen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir.
  2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.
  3. Her sanık en azından aşağıdaki haklara sahiptir:
  4. Kendisine yöneltilen suçlamanın niteliği ve nedeninden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek;
  5. Savunmasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara sahip olmak;
  6. Kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir savunmacının yardımından yararlanmak ve eğer savunmacı tutmak için mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanabilmek;
  7. İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında çağırılmasının ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek;
  8. Duruşmada kullanılan dili anlama dışı veya konuşma dışı takdirde bir tercümanın yardımından para ödemeksizin yararlanmak.

Adil yargılanma hakkı ihlal edilen kişiler, kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamını tükettikten sonra Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunma imkânına sahiptir.

Adli yardım

Adli yardım; adil yargılanma ilkesinin bir gereği olarak mali gücü yetersiz olanların dava açma hakkından yoksun kalmaması için getirilmiş bir ilkedir.

Mali olanakları yetersiz olan kişilerin dava harç ve masraflarından muaf tutulması ve kendisi için baro tarafından ücretsiz avukat görevlendirilmesidir.

Yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, haklı oldukları yolunda kanaat uyandırmak kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.

Adlî yardım için dava açılmadan önce yargılamanın yapılacağı mahkemeye, dava açıldıktan sonra ise yargılamayı yapan mahkemeye, icra ve iflas takiplerinde takibin yapılacağı yerdeki icra mahkemesine, Kanun yollarına başvuru sırasında bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a başvurulması gerekmektedir. Mahkeme adlî yardımın koşullarının oluşup oluşmadığını değerlendirerek talebin kısmen veya tamamen kabulüne ya da reddine ilişkin karar vermektedir. Adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam edecektir.

Maddi açıdan avukat tutamayacak durumdaysanız adli yardım yoluyla temin edilecek bir avukat tarafından davanızın takip edilebilmesi için baro başkanlıklarına ya da baro adli yardım bürolarına başvurabilirsiniz.

 

Ayrımcılık

Ayrımcılık, hem kamusal hem de özel hak ve yetkilerin kullanılmasında ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle yasal alanda ve gündelik yaşamda farklı uygulamalara maruz kalınması durumudur. Ayrımcı muamelelere maruz kaldığını düşünen kişiler, yargı makamları ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun yanında aşağıdaki mercilere de başvurabilirler.

 

Ekonomik ve Sosyal Haklar

Bireylerin gündelik hayatlarının idamesi ve yaşam standartlarının yükseltilmesini hedefleyen hak kategorisine ekonomik ve sosyal haklar denir. Ekonomik ve sosyal haklarınıza ulaşımda yaşanabilecek engelleme ve zorluklar için aşağıdaki alternatif yollara başvurabilirsiniz.

  • İl ve İlçe Sosyal Yardımlaşma Vakıfları
  • İŞKUR  (İlgili Telefon Numarası:444 75 87)
  • Sosyal Güvenlik İl ve İlçe Müdürlükleri
  • Sosyal Güvenlik Kurumu  (İlgili Telefon Numarası: 170)

 

Engelli Hakkı

Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeni ile toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimleri karşılama güçlükleri olan korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan bireyler olarak engellilerin, temel insan haklarının yanında sahip oldukları bir takım özgün haklar da bulunmaktadır. Bu çerçevede Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve diğer mevzuat çerçevesinde engellilerin sahip olduğu hakların ihlali halinde yargı makamları ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun yanında aşağıdaki mercilere de başvurulabilir.

 

Çocuk Hakları

Çocuk hakları, kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel bir kavramdır. İnsan haklarının içinde özel bir kategori olarak çocuk haklarının ihlali halinde Anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve diğer mevzuat çerçevesinde yargı makamları ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun yanında aşağıdaki mercilere de başvurulabilir.

 

Ev İçi Şiddet ve Kadına Yönelik Şiddet

Ev içi şiddet, bir kişinin eşine, eski eşine, kız veya erkek arkadaş ya da nişanlısına, çocuklarına, anne babasına, kardeşlerine ve/veya yakın akrabalarına yönelik uyguladığı her türlü saldırgan davranıştır. Bu tanıma sadece kaba kuvvet içeren davranışlar değil aşağılamak, tehdit etmek, ekonomik özgürlüğünü kısıtlamak ve zorla evlendirmek gibi şiddet gören kişinin kendisine olan saygısını, kendisine ve çevresine olan güvenini azaltan, korku duymasına sebep olan pek çok davranış da girer.

Şiddete sadece aynı evde oturan kişiler değil, eski eş, kız veya erkek arkadaş ya da nişanlı da maruz kalabilir. Bu çerçevede ev içi şiddet sebebiyle yargı makamları yanında aşağıdaki mercilere başvurulabilir.

  • Polis Merkezi
  • Jandarma Karakolu
  • Valilik- Kaymakamlık
  • Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri
  • Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri
  • Sağlık Kuruluşları
  • Acil telefon hatları;
  • ALO 155 Polis İmdat,
  • ALO 156 Jandarma İmdat
  • ALO 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı
  • 112 ACİL

Daha ayrıntılı bilgi için: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü

 

Mülteci/Sığınmacı Hakları

Mülteci dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu ve endişesi taşıyan, bu sebeple ülkesinden ayrılan/ayrılmak zorunda bırakılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen ve bu nedenle başka bir devletten sığınma talebinde bulunan ve sığınma talebi kabul edilen kişidir. Sığınmacı ise; yukarıdaki nedenlerden dolayı ülkesini terk eden ve henüz sığınma talebi, kaçtığı ülkenin yetkilileri tarafından 'soruşturma' safhasında olan kişidir.

Her mülteci güvenli sığınma hakkına sahiptir. Fakat uluslararası koruma fiziksel güvenlikten fazlasını içerir. Mültecilere en azından ülkede yasal olarak ikamet eden diğer yabancılara sağlananlarla eşit haklar ve yardım, her bireyin sahip olması gereken temel ihtiyaçlar dahil olmak üzere, verilmelidir. Böylece, mülteciler düşünce ve dolaşım özgürlüğü, işkenceye ve onur kırıcı muameleye tabi olmama gibi temel medeni haklardan yararlanırlar.

Benzer biçimde, sosyal ve ekonomik haklar diğer bireylere olduğu gibi mültecilere de tanınır. Her mülteci sağlık hizmetlerinden yararlanabilmelidir. Her yetişkin mülteci çalışma hakkına sahip olmalıdır. Hiçbir mülteci çocuk okula gitmekten alıkonulmamalıdır. Mülteci ve sığınmacılarla ilgili olarak pek çok uluslararası insan hakları sözleşmesi bulunmaktadır. Mülteciler ve sığınmacılar da tüm insanların insan olmaları nedeniyle sahip oldukları haklar olarak temel insan haklarına sahiptirler. Bu çerçevede insan hakları ihlal edildiği iddiası ya da herhangi bir hak talebi ile ilgili olarak mülteci ve sığınmacılar aşağıdaki yollara başvurabilir.